top of page

adı yüzüklerle süslenmiş

  • Yazarın fotoğrafı: vagonnecmi
    vagonnecmi
  • 27 Oca 2024
  • 2 dakikada okunur

birinci yüzük

-

bu kadın

muallak bir yaşta olmalı

38-42?

yaşı

ayak numarasıyla aynı olmalı

güzelliği

biraz da

güzelliğinin dökülmeye başlamasından geliyor olmalı

eskimekle kadimleşmek arasındaki ince fayda

duran bir bina gibi.

çektiği sifon

şu zincirli

elle çekilenlerden olmalı

su

götünün altından değil

başından aşağı inmeli

vakumsa bacakarasında

peki böyle bir sifon nerede olabilir?

belki

dandik bir pansiyon

ya da ev

belki

kendisiyle yaşıt

zamanının

ortanın iyisi

görgülü bir evinde.

gece çektiği sifonları kim sayar bu kadının?

evde

içerdeki birisi mi?

yan daireden birisi mi?

yan odadan birisi mi pansiyondaki?

yoksa

benden başka kaç kişi daha

duyup bunu hesap ediyordur

diye düşünen birisi mi?

kaç kere

ve

kaç sebeple

kaç kez

çekilir bir sifon?

 

ikinci yüzük

-

kanatlı karıncalar gelirdi

ufak penceresinin ışığına

sokak lambası kalabalıklaşınca

birden sönüp kendisine bile hayrı kalmayınca

-mevsimi de ele veriyoruz bu sayede

buna göre

giyim

içim

belki

bir vantilatör

fişte

belki

sineklik gerekli

ortama-

belli yağar yağmur birazdan

birazdan biraz çok belki

üşenmeden üşümeden üşüşüyor

lambalara yağmur sinekleri.

 

üçüncü yüzük

-

otel odasında geçmeye her şey çok elverişlidir

zaman da buna dahildir

zaman da bunu

içi elvermese de kolkaptırmasa da bilir.

sigara içil

ir

mi

mez

mi

bizden önce kalanlardan anlardık

yasak

değil

mi

yasaksa

bile

içilebilir

mi

denenebilir

mi

denilebilir

ki

bizden önce hep şans vardı.

 

dördüncü yüzük

-

seni bir seviyorum önce

sonra milyon kere hassiktir

vazo yerlerde sonra

şangır ve şungur elele

ulan vazonun ne işi var

bizden de bekar bu evde

ne işin var bu işin içinde lale

ne lalesi sevgilim kim ola ona bakar

lale evden de bekar

evde kalır pencere kıyısından bakar

yol kenarlarında kıyılan lalelere

 

beşinci yüzük

-

suzan hanım tutuşmaz bir saman

içten içre tutuşmak istemez mi zaman zaman

suzan hanım yalnız caddelerde

ve yalnız kalabalık caddelerde

bir şuh yürür sanki denizde yürür

sanki denizin dibi bir kum kalkışımı

sanki tuzu göz yakmıyor sanki

ağlıyor gözyaşsız gözleri

yaşsız zamansız

amansız

ansız

sız

e da lar önce kendinden sonra kendinden

ayrı apayrı bitişir önce

sonra itişir kaba kalabalık caddede

ayrı apayrı caddelere düşer

suzan hanım sırçalı gece lambası

içten içre yanmak istemez mi

sanki vakitliymiş gibi zamandan tasarruf

olup turuncu bir sokak lambası.

 

altıncı yüzük

-

telefonu vardı te ahizeden cenabet

ıslak yımışak mendillerdi

su vurmazdı taharetine

kumaş değmezdi avretine

otuziki dişin yirmisekizi seks

dördünü söktürür yerlerini diktirirdi.

 

yedinci yüzük

-

aklı başında… sonra sayıklamalar…

anlamadın

diyor kadın

anlamadın da değil, anlayamadın diyor.

anlayamadığını biliyorum, anlayamayacağını biliyordum.

kimse beni anlayamadı, sense anlamadın!

bunu yapabilecekken yapmadın, istemedin beni ve bunu!

 

seksinci yüzük

-

ah etekleri dizde sevgili kızlar

siyah zemine yeşil yaprak

saten etekli ah sevgili kızlar

sabahlara kadar saçmalardım daha

sizlere ve sizlerle

lâkin çoğulluk ürkütücü

velâkin olsaydı vakitlerden sabah.

 

 

Commentaires


  • Instagram
  • Facebook

Don't miss the fun.

Thanks for submitting!

© 2035 by Poise. Powered and secured by Wix

bottom of page