Efrahim’in Rüyaları
- Eray Yıldız
- 5 Eki 2023
- 2 dakikada okunur
2
17.08.2020
I.
Neydi bizi, hüzünlerin ortasında yeşerten iklim? Tennuren tutuşmuş kâtip. Sular terli, köpükler çatlamış. Zarfın içinde mektup var, üstelik mendil, mektubun içine saklanmış. Mektubun ucu yanık ama mendilin nakışlı yanı da yanmış. Hangi yok mevsimini seyreylersin ey içim, için için.
yangın tutarsa beni, doğarken gün
tutuşur kalbimin üstünde ellerin
bir şeyler söylüyor kırmızı pıhtılaşırken
okyanuslardan alıp kendini tenime dönünce
bu raflarla büyümüş göğsümde abis
güzel ama yıldızımda yârem mi kalmış ki
rüyam içinde rüyam dağlanır
desenleri boyasız bırakılmış kadehler
ıslatırken bembeyaz mermerleri
taşınırken bir tınıdan başka bir tınıya
kapağında keman var diye kitabın
aşkın raksı bir alaca ay ışığında çalmaz
gölgeler taş duvarlarda mumlarla biterken
insanlar, tütsüler ve davetsiz gece tufanları
II.
Kim bilir kaç yıldır çalınmamış bu kapı. Bırakıp gidilmiş bu yerde, tozlanmasın diye eşyaların üzerine serilmiş örtüler tozlanmış. Örtülerin birinin altında bir pikap, yanında bir plak. İnceden bir ses, süslüyor şimdi duvarları ama yalnızlık işte, yabancısı olmak kapı gıcırtılarının dahi.
kaç geceler yıldız ışıltıları emanet ettim
göz altlarımda deşilen yanlarıma
alnım devrilirken bulutların altına
gıcırdayan kapılar yokluyor eski bir pikapta
bir iğne durdukça koşuyor koşuyor koşuyor
unuttuğum ses şimdi kaburgam içre kırk ikindi de
insanın elleri neden kendine çiçek vermez
tül savruluyor uzaklarda bir koku
örtüler altında unutmabeniler solmuş
hangi tozu silkelesem aynı renk
hangi rengi boyasam aynı yazı
koynumdan taşındı diye kum, saatlere
kendi öz sesimden kendime yanlı tutturdum nefreti
ellerim, ellerim de buğulanmış osirialar
III.
Seni beklediğim yağmurlar bir kez daha değmeyecek çölleşmeye yüz tutmuş bozkırıma. Televizyon koymayalım dediğimiz evde, nostaljik bir kasetçalarda ay ışığı gecelerde dinleriz diye biriktirdiğim kasetleri nerede bırakayım? Öyle ya da böyle, bitirilmiş bir eskiyim senin için, biliyorum. Peki ya ben, hatıralarımızda birikmiş hayallerimizi nereye koyacağım?
ayrılığı beyaz kuğularla giydim kalbime
buna da toz olmak yakışık kalır
Galata'nın tam karşısıdır şimdi yaşamak
sular düğümlesin derim içimi
amma ve lâkin göğsümdeki yara
boğaz da tuz, bir o yana bir bu yana
bir sarma sigara, havai fişekler parıltısında
şakaklarımda zerk ederken o ince hüzün
kaç masadan silindi izlerimiz
Comments